Account  |  Contact Us       
Home
 


 
 Home  >  The Quran Project Store  >  'Love of Allah' Salah Book
 >  Allah Sevgisi: Namazın Güzelliklerini Yaşa
 

Allah Sevgisi: Namazın Güzelliklerini Yaşa


Rahman ve Rahim olan Allah’ın adıyla 

Namazınızın kendiniz ve hayatınız üzerinde beklenen etkiyi yapmadığını hissettiğiniz oluyor mu? 

Peki, bunun, ona gereken önemi vermediğimiz için olabileceğini düşündünüz mü? Görünen o ki namazın üzerimizdeki etkisine yeni bir soluk getirecek olan namazdayken ‘iletişim kurma’ yetimizi kaybettik (ya da hiç edinmedik). 

Bizden öncekilerin şu örneklerini düşünelim: 

Bir keresinde müslümanlar, Peygamber (sav) ile birlikte savaş için yola koyulmuşlardı. Yolculuk sırasında Peygamber Efendimiz (sav), biri Ensardan ve biri Muhacirlerden olan iki kişiye nöbet tutmaları için emir verdi. Ensardan olan adam, namaza durduğu sırada muhacir de biraz dinlenmeye karar verdi. O sırada gelen bir kâfir, okunu çıkardı ve Ensardan olan nöbetçiyi göğsünden vurdu. O ise oku çekip çıkardı ve namazına devam etti. Kâfir, ikinci bir okla bir kez daha vurdu. Yine çıkardı ve namaza devam etti. Üçüncü bir ok isabet etti, daha fazla ayakta duramadı ve sonunda kanlar içerisinde rukûya ve ardından secdeye gitti. Muhacir, kardeşinin yardımına yetiştiği sırada saldırgan da kaçtı. “Sübhanallah! İlk ok atıldığında neden bana haber vermedin?” diye sordu. Ensardan olan sahabi: “(Güzel) bir sûrenin ortasındaydım ve kıraatimi kesmek istemedim” diye cevap verdi. 

Bir keresinde İmam Buhârî’yi namaza durduğu sırada bir arı 17 defa soktu. Bitirip de bir rahatsızlık 

hissedince, “Bunun sebebinin ne olduğunu bilen var mı?” diye soruyordu. 

İbn Zübeyr, mancınıklar, üzerinde bulunduğu zemine ateş yağdırırken, geri çekilmeden korkusuzca namazına devam etmekteydi. 

Hz. Ali’nin (ra) namaz için hazırlık yaptığında, Rabbinin huzurunda durmak üzere olduğunu düşünüp benzinin attığı ve endişe ile titrediği söylenirdi. 

Bir başka sahabenin bir organının kesilmesi gerekiyordu. O ise bu işlemin namaza kendini kaptırdığı bir sırada gerçekleştirilmesini istemişti. 

Bir sahabenin ise, içerisinde bulunduğu mescidin bir duvarı tümüyle çökmüştü fakat o, namazı bitinceye kadar ne olduğunu fark edemeyecek derecede dalmıştı. 

Namaz onlar için nefes alıp vermek haline gelmişti. Peki, huşû ve iç huzurunda bu seviyeye nasıl geldiler? Bu düzeye gelmek bizler için de mümkün mü? Namazımızı nasıl daha etkili hale getirebiliriz? İşte burada öğrenmeyi ümit ettiğimiz şey budur. 

Kilit Nokta Dışarıdan Bakmaktır 

Şimdi, kendi içimizde yapabileceğimiz herhangi bir değişiklikten önce, namaza bakışımızı yeniden sorgulamamız gerekiyor. 

Kendinize sorun: Neden namaz kılıyorum? Sırf mecburum diye mi? Bu günlük görevi aradan çıkarmak ve bitirip kurtulmak için mi? Ya da herkes yapıyor öyleyse ben de yapayım diye olabilir mi? 

Değişiklik yapmanın vakti geldi. Samimi bir sevgi ile namaza başlamalıyız. Sevdiğinizle birlikte olma özlemiyle namaz kılın. Sevdiğinizle birlikte olmaktan gelen huzur ve rahatlık için namazı kılın. 

Birini sevmenizi sağlayan 3 neden vardır:
1. Ya güzel olduğu içindir,
2. Ya size karşı daima sevecen davranıyordur, 3. Ya da sizin için birçok iyilik yapmaktadır. 

Şimdi Allah’ı düşünün. O’nda, yukarıdakilerin hepsi ve daha fazlası vardır değil mi? Öyleyse başka her şey ve herkesin üzerinde sevgimizi en fazla hak eden O değil midir? Allah’ı (cc) tam olarak sevmek, var olan en büyük sevgiyi tam olarak tatmak demektir! İmanın güzelliklerini tamamen tatmaktır. 

Allah’ın güzelliğine gelince, çevrenizdeki her şeye bakın, iç ve dış güzelliklere... İşte tüm bunlar, O’ndaki sonsuz güzelliğin küçük birer ipucu. Eğer her insan Hz. Yusuf güzelliğinde yaratılsaydı ve etrafımızdaki bu umumi güzelliğe sahip tüm varlıklar toplanıp bir araya getirilseydi, bunların tümü Allah’ın cemâliyle kıyaslandığında güneşin aydınlığı karşısındaki zayıf bir mum ışığı gibi olurdu! Allah’ın cemâli eşsizdir! Çünkü ebedî bir nûr içerisindedir! Ve şimdi düşünün; namaza durduğunuzda Allah, o en güzel, en nûrlu çehreyi sizinkinin karşısına getiriyor! 

Allah’ın cemâli bu dünyada göremeyeceğimiz kadar muazzamdır. Zira O, nûrunu bizlere gösterecek olsaydı, o nûr, var olan her şeyi yakıp kül ederdi. Bir keresinde Allah’tan (cc) O’nu görmeyi istediğinde, Hz. Musa’ya (as) ne olduğunu hatırlayalım. Allah (cc) buyurdu ki: “Sen beni 

asla göremezsin. Fakat şu dağa bak, eğer o yerinde durabilirse sen de beni göreceksin.” 

Orada Allah o dağa tecellî etti ve dağ paramparça oldu! Musa (as) da düşüp bayıldı (Bkz. 7/A’raf Sûresi, 143). Bu sadece Musa’nın (as), Allah’ın (cc) cemâlini gören bir dağı görmesiyle gerçekleşmiş bir olay... Ya bir de doğrudan görseydi! 

Allah’ın üzerimizdeki ikramı ve nimetlerine gelince, yalnızca bahşettiği görme kabiliyetinin değerini anlamak için bir anlığına gözlerinizi kapatın. O’nun üzerimizdeki nimetlerini saymaya kalksak, bunu yapamayız. Yine de bazen bir şey verilmediği zaman söyleniyoruz. Sonradan ise bunun bizim için daha hayırlı olduğunu anlayan yine biz değil miyiz?! Bir nimetin esirgenmesi, sonradan anlıyoruz ki bir başka nimet... Çünkü Allah katında hayırdan başka bir şey yoktur. 

Düşünün... O’na karşı bir cüretkârlık yaptığımızda ya da bir günah işlerken, bu işi O’nun bize verdiği kabiliyeti ve nimetleri kullanarak yapıyoruz. Ama O, sevgisi ve merhametiyle bizleri korumaya, kollamaya devam ediyor, hatta yapmakta olduğumuz o eylem sırasında bile! O’ndan daha müşfik, O’ndan daha lütufkâr kimseyi bulamazsınız ve sevginize O’ndan daha lâyık bir kimse de bulamazsınız. 

Şunu unutmayalım ki, bu hayatın güzelliği O’nu hatırlamakta, sonraki hayatın güzelliği de O’nu görmektedir. Bir dahaki sefere namaza duracağınızda O’nu sevdiğiniz için kalkın, O’na özlem duyduğunuz ve O’na kavuşmayı arzuladığınız için kalkın. Kalbinizin kanatlandığını hissedin. Sadece o zaman, huzur ve ferahlığın reçetesi olan namaza erişme yolunda olursunuz. 



Allah Sevgisi: Namazın Güzelliklerini Yaşa

 




 
Please login to leave review.
 
 
© 2022 Quran Project - All Rights Reserved.
Website Ecommerce and Search Engine Optimisation (SEO) developed by EvolveNet